Hatalı partner seçimi:
Kalbimizin sevgiye susamışlığının ortasında bazen yanlış kişiyi seçip ona uzun yıllar emek verebiliyoruz…
Sevgiye kavuşma gereksinimi o kadar yoğun basıyor ki “doğru kişiyi seçme filtresini” devre dışı bırakıp gidip bize en az değeri veren, en yıpratıcı ve en sahte ruhu seçebiliyoruz.
Bu yorucu ve gel-git akıllı ilişkilerde tüm hedefimiz iki dakika da olsa aldığımız ilgi ve sevgi oluyor … peki ya geri kalan dakikalar ? onları kim sevecek ?
Partner seçerken belki de şu soruları sorarak ilişkiyi başlatmalıyız:
-Bu kişinin yaşamında bana alan var mı ?
-Bu kişinin kalbinde benim sevgimi büyütüp besleyeceği boş bir yer var mı ?
-Bu kişinin takviminde bana ayıracak saatleri var mı ?
-Bu kişinin cüzdanında bana yer var mı ?
Bana karşı cömert mi ?
(Sizin için kuruş dahi harcamaması normal değil.)
-Bu kişi ruhsal tekamülünde hangi seviyede ve o seviyeden bana ne verebilir ?
-Bu ruh kendi ile barışık mı yoksa kompleksli mi ?
(Kompleksli bir insan kendisi ile çatışma evresinde olduğu için karşı tarafa mutluluk sunamaz…)
-Bu kişi kendi ayakları üzerinde durabiliyor mu yoksa asalak bir yaşam mı sürüyor ?
(Kök çakrası gelişmemiş ve hayata tutunamayan bir insan ilk zorlukta koşarak eski konfor alanına kaçmak isteyecektir.)
-Bu kişi koşulsuz sevmeyi biliyor mu ?
Yoksa her defasında bir talebi mi var ?
-Bu kişi benimle ilgili bir sorumluluk alabilir mi ?
Yoksa beni ve sorumluluklarımı görmezden mi gelir ?
-Bu kişi bencil mi paylaşımcı mı ?
Çocuklarıma ne aktarabilir ? …
Bu kişinin gelecek planlarında ben var mıyım? Gerçekten?
Mesela evli bir insana yatırım yapıyorsanız bu soruları kendinize 2 kez sorun.
Yatırım derken, zamanınızı vermek de bir yatırımdır.
Hayatında size boş bir koltuk sunamayan bir insana emek vermekte ısrar ederseniz bu ilişkinin sonucu sizce ne olur ?
Koltuk bulamadığımız için açıkta mı kalırız ?
Üstelik siz kolay ulaşılabilir bir yerdeyseniz, o kişi sizin için neden konfor alanından çıksın ?
Sizin için neden savaşsın …
Aşk ile;
Demet Yıldırım
www.demetyildirim.com
@layaholistic