Sınırları doğru belirlemek doğu kültüründe bencillik olarak betimlenirken batı toplumunda bir gerekliliktir.
Batıda “That’s not my problem” bu benim sorunum değil tepkisini çok sık duyarız ve bizim için bu cümle hala bir kabalık belirtisidir. Peki neden batı kültüründe insanlar sınırlarını korumaya çalışırken, biz kendimize ait olanlar dışında başkasının sorunları da çözmeye çalışırız ?
Afrika’daki bir seminere giden bir arkadaşım, seminerin ilk günü, bir tam gün boyunca şu konuyu konuştuklarını iletmişti:
Başkasını neden kurtaramazsınız ? Başkasını kurtarmaya çalışmak o kişinin bu sorunu yüksek benliği ile çözebileceğine inanmadığınızı gösterir ve bu bir saygısızlık olarak kabul edilir… (Ruhsal sınırlar)
Peki günlük yaşamda ne zaman empati kurmalı, ne zaman destek olmalı, ne zaman sınır çizip geride durmalıyız ?
Yetiştirilme şeklimiz ve kültürel yapımız nedeni ile sınırlarını belirlemekte zorlanan nesiller olarak yetiştirildik.
Özellikle her sorunu ebeveynleri tarafından çözülen çocuklar, ileride kendi sorunlarını benimsemekte zorlanıyorlar.
Veya ilişkilerde duygularının sorumluluğunu almak istemeyen erkek yada kadın, sorumsuzca davranıp yıkım yaratabiliyor.
Henry Cloud’un “Sınırlar” kitabına göre hayat; günlük yaşamın taşınabilir yükleri ve kaldıramayacağımız ağır kayalar olarak ikiye ayrılıyor. İnsanlar günlük yüklere, kaya muamelesi yaptıklarında bu sorumlulukları almak istemiyor ve kriz yaşıyorlar.
Veya kaldıramayacağı kayalar söz konusu olduğunda yardım almayı reddettiklerinde yine kriz yaşıyorlar.
Bu durumda ufak taşlar ile büyük kayaları günlük yaşamda iyi gözlemlememiz ve ayırt etmemiz önem kazanıyor.
Örneğin çocuğunuza ufak taşlar konusunda sürekli destek olmaya çalışırsanız, büyük kayalarla karşılaştıklarında asla çabalamayacaklarını göreceksiniz. Veya ilişkinizde partnerinizin sorumluluk alması gereken sorunlara sürekli sahip çıkarsanız, daha büyük sorunlarda neden tek başına kaldığınızı bulmakla yüzleşebilirsiniz.
Evliliklerin çoğu, ilişkide geliştirilemeyen sınırlar nedeni ile bitmektedir.
İlişkisini bitiren kadınları dinleyin, erkeklerin sorumluluk duygusunun yeterince gelişmediğinden şikayet ederler.
Erkekler bazen sorumsuz yaşamı çekici bulsalar da, bir müddet sonra kendilerini toplumsal hayatta başarısız hissetmeye başlarlar: Bir baltaya sap olamamak deyimi toplumda çoğunlukla erkekler için kullanılır.
Bu durum kronik bir hale geldiyse, kadınların payına düşen erkeği kurtarmaya çalışmamaktır. Bu çok önemlidir.
Kurtarılmaya alışan erkeğin bir süre sonra eril enerjisi düşer ve mücadele yeteneği körelir, kadın ise erilleşir.
Roller değiştiğinde evlilik sürdürelemez bir hale gelir ve günün birinde biter.
Öyleyse günlük yaşamda en azından her küçük taşa elimizi atıp yorulmazsak, büyük yükler söz konusu olduğunda seve seve insanlara destek olabiliriz.
Kendimiz için ise mutlu olmadığımız şeyleri nazikçe geri çevirerek, günlük yaşamda doğru edinimleri bulabiliriz.
İnsanlar genellikle hayır demeyi kabalık olarak bulduğundan bile bile lades der ve alt edilmiş hissederler.
Günün sonunda hayır demedikleri için temelde kendilerine karşı öfke patlamaları yaşarlar.
Bencillik veya ben’cilik kavramları zihinlerimizde hala çok karışık.
Size iyi gelmeyen şeylere evet deyip duruyorsanız, bunun altında kaybetme korkusu veya kabalık etme korkusu yatıyor olabilir.
Kaybetme korkunuz varsa, sınırlarını iyi belirlemiş insanların daha çekici ve özgüvenli durduklarını hatırlayın.
Eğer kabalık etme korkunuz varsa iletişim dilinizi geliştirmeye ve hayır demenin nazik yollarını bulmaya odaklanın.
Her şekilde sınırlarınız sizi siz yapan, saygınlık kazandıran ve alanınızı (auranızı) koruyan gerekli edinimlerdir.
Sınırlar duvar değildir.
Sizi tanımlayan en temel sınır derinizdir.
Deri sınırı iyilikleri içeride, kötülükleri ise dışarıda tutar.
Kemik ve kanınızı korur, onları bir arada ve içeride tutar.
Mikropların girmesine izin vermez ve sizi enfeksiyondan korur. Deriniz aynı zamanda kapılara sahiptir. Yemek gibi iyilikleri içeri alan kapıları, atık madde gibi kötülükleri dışarı atan kapıları vardır.
Fiziksel ve cinsel istismara maruz kalmış kimseler genellikle sınırlarını algılamakta zayıftır. Hayatının erken evrelerinde, sahip olduklarının derilerinde başlamadığı öğretilir. Başkaları onların mülklerine saldırabilir ve istediklerini yapabilirler ve hayatının geri kalanında sağlıklı sınır oluşturmakta güçlük çekerler. (Dr. Henry Cloud – Sınırlar)
Cinsel istismar dışında çocukluğunda ailesi tarafından sınırlarına saygı gösterilmeyen her birey büyüdüğünde kendi sınırlarının nerede bitip, nerede başladığını algılayamaz. İlişkinin içinde hayır demesi gereken tüm koşullarda evet demek zorunda hissederler.
Cilt hastalıkları da sınırlarınızı koruyamadığınızın ve savunmasız bırakıldığınızın bir belirtisidir.
Ağız içinde oluşan mantar tabanlı beyaz pamukçuk aftlar, kadınlarda sürekli tekrar eden idrar yolu enfeksiyonu, candida mantarı gibi bakteriyel enfeksiyonlar sınırlarınızı koruyamadığınız ve güçlerinizi kendiniz için kullanamadığınız anlamına gelebilir.
Genel olarak 0-7 yaş aralığında sınır oluşturmayı öğreniriz yada öğrenemeyiz.
Diğer notlar :
-Sınır çizme alışkanlığı çoğunlukla çocukluğumuzdaki ortamda rol model alınır ve anne-babamızın tepkilerini kaydeden bilinçaltı, ileride bu tutumu onaylamasa da ebeveynleri ile aynı tepkiyi verir.
Bu durumu kalıcı olarak düzeltmek için en az 7-8 seans bilinçaltı, sınırlar ve yeni davranış arketipleri üzerine çalışmak gerekir.
-Sınır koymak ile ilgili bir suçluluk duygusu taşıyorsanız çok isteseniz de sınır koyamazsınız.
Suçluluk duygusunu geliştirdiğiniz duygusal alan ile bağlantı kurup bu kararınızı bilinçaltınızda güncellemeniz önemlidir.
-Sınır koymamak bir düzeyde kendinize değer vermemek ve daha çok karşı tarafın çıkarlarını önemsemektir.
-Davranış modeli olarak sağlıklı sınır çizemezseniz auranız (enerji bedeniniz) sürekli hasar görür ve enerji kaybedersiniz.
-Özel sırlarınızı paylaşmak ardından ve nazara geldiğiniz çıkarımını yapmak da bir sağlıklı sınır koyamama krizidir.
-Astrolojik haritanızda yengeç burcu etkileri baskınsa ve oğlak yerleşimleri zayıfsa, size sınır koyulduğunda sürekli kalbiniz kırılır ve objektif olamazsınız, yengeçlerin bilinçaltı iş hayatında aile ortamı aradığından, oğlaklar gibi başarılı olmaları için sınırlara değer vermeleri gerekir.
Sevgilerimle,
Demet Yıldırım
Özel Seanslar : 05315104865
Demetyildirim.com