Genel

Dramdan Çıkış

Başınıza gelen olayları sürekli dramatize etmek kişisel gelişime göre;
“Elimde değil, ben bir kader kurbanıyım.”demektir.
Bunun da kişisel dönüşümde bir yeri yoktur.
Çünkü eğer “elinde” değilse, geriye bireysel olarak yapacak hiçbir şey kalmıyor.
Dramdan başka …

Bir insan gerçek anlamda kaderin çemberinden geçmiş veya geçiyor olabilir.

Özellikle astrolojik doğum haritamız yoğun retro (ters giden gezegenler) altında ise hep bir kısıtlanma ve engellenme yaşar, diğer insanların normal süregelen hayatlarına hayretler içinde bakarız. Belki de annemizin haritası bu şekildedir ve bizim de bilinçaltımız “engel yaratma stratejisi” üzerine eğitilmiştir. Daha makro boyutta atalarımızın yaşadığı ve çözümleyemediği karmaların yansıması ilgimizi çekebilir. Yani bir şekilde üzerimize yapışan dramı benimsedik mi yoksa silkelendik mi ? İşte bu kısım bizim karakterimiz, hayattaki duruşumuz ve seçimlerimizin bir sonucu. Biliyorsunuz ki silkelenenler ve kaderini ilahi yolun çizdiği bu rotada eline alanlar efsane olup tarihe geçiyor. Bir de bakıyorsunuz ona verilen bütün engeller kendini aşması için bir ikram olmuş. İyi ki de böyle olmuş … Gerçek liderlerin hayatı gerçekten de oldukça dramatiktir …

Kronik Dramatiklerin davranış modelleri ise :

-Sürekli başlarına gelen üzücü olayları anlatıp dururlar ve bu hikayenin sonunda asla çözüm cümlesi yoktur. 

Başı dram, ortası dram, sonu dram …

-Dramdan çıkmak için bir adım attıklarında hiç ummadıkları yeni bir engelle karşılaşırlar (bilinçaltı blokaji) ve yine büyük bir dramın altında ezildiklerini anlatırken onlara el uzatmanızı isterler. ( El uzatırsanız bir müddet sizin gayretinizle gelen çözümlerin keyfini sürer, ancak siz yorulup elinizi çektiğiniz an kat kat büyümüş yeni dramatik olaylara büyük bir dönüş yaparlar.)

-Sürekli çaresizdirler, kaderin altında ezilirler.

(Kader kurbanı)

-Sürekli yardım edilmesi gereken insan portresi çizerler.

-Değişimin ve gelişimin sorumluluğunu almak istemezler.

Başkasının onların yerine değişmesini beklerler ?!

-Değişmek ve büyümek istemedikleri veya nasıl rütbe atlayacaklarını bilemedikleri için “falcı” lara başvuranlar en çok bu karakter tipinden çıkar. Falcılar da onların hayatını bu kadar dramatik hale koyanların sicilini çıkarır, ancak ortada yine çözüm yoktur. Şifacıların sunduğu çözüm değişimlerini gerektirdiğinden şifa sürecinden kaçarlar.

-Finans onlar için en aşılmaz engeldir. 10 lirası varsa 15 lirası olmadığı içindir tüm engeller. Bolluğun bir bilinç düzeyi olduğunu duymak istemez ve kabul etmezler. Kıtlık üzerine konuşmayı tercih ederler.

-İnsan ilişkilerinde de drama kraliçelerinin sesi hep duyulmamış ve duyguları acımasızca yok sayılmıştır. 

-Sonuçta içimize hapsettiğimiz her duygu bizi içerde hasta ettiğine göre dramatiklerin sağlık durumları da pek iç açıcı sayılmaz …

Gelelim dramdan terfi etmenin yollarına :

Herşeyden önce başımıza gelen olaylara dramatik yaklaşıp bu derin hüznün içinde kalmak bir seçimdir.

Hüzünlenmeyin, buna gerek yok diyemeyiz.

Elbette çok üzüldük ve büyük acılardan geçtik …

Acının karşılığında yas tutmak da doğal bir ruh halidir ancak sonsuza dek sürmez, beden bu duyguyu yaşar ve sonraki seviyeye geçer. Dramdan çıkmanız için önce kendinize yol verin.

Değişim Sürecinden Kaçmayın

Bazı insanlar değişimden hiç mi hiç hoşlanmaz.

Ancak “kronik bir dramatikse” değişim kaçınılmazdır.

Değişime Günlük Hayattan Başlayın

Değişmeye günlük hayattaki dram cümlelerinizi silerek başlayın, iyi gelecek.

Dramın müzik tarzınıza kadar işlemiş olması değişimin kapısını acilen çalmanız gerektiği anlamına gelebilir.

Kaderin mesajını okumayı deneyin.

Sizce neden bunlar başınıza geliyor ?

Yol nereye gidiyor ?

Çok güçlü olduğunuzu farkedin.

Bir düşünün bu kadar acıya dayandınız, başkaları olsa asla tahammül edemezdi.

İhtiyacınız olan tek şey bakış açınızı tazelemek!

Değişimin irade gerektirdiğini unutmayın.

2 gün dramı silip 3. gün yeniden başlamayalım.

Değişimi kolaylaştırmak, disipline etmek ve hangi konularda değişmeniz gerektiğini aydınlığa kavuşturmak için, kendinize bir rehber bulun veya spiritüel konulara hakim bir arkadaşınız ile birlikte hareket edip değişime motive olmayı deneyin. Ancak yine de değişim bireysel bir çabadır unutmayın.

Siz sormadan  :

Ruhsal değişimi kristal boyutunda kolaylaştıran doğa parçası: 

Malakit Taşı

Değişimi ve dönüşümü adeta körükleyen ve olması gereken değişimi hızlandıran bir cesaret taşı. Değişim cesaret gerektirir, cesaret ise kalbimizle yönetebileceğimiz bir duygudur. Dramdan kurtulmak, acıyı ve kederi dindirip yeniden eski neşemize ulaşmak istersek Malakit taşının bilgeliğinden faydalanabiliriz.
 

Doğal Taşlar Nasıl Kullanılır :

1. Kısım : Taşa ruh yüklemek

Taşlarla şifa çalışması yapmaya ve kendinizi veya bir başkasını şifalandırmaya niyet ederseniz ;
Öncelikle kristallere onlar bir nesne değil, bilgi yüklü bilge ruhlarmış gibi yaklaşmak ve bu yol ile iletişime geçmek çok önemlidir.
Örneğin bazı insanlar taşı boş bir kaya parçası olarak görürken, sizin farkınız niyet ile ona ruh/bilgi yüklemek olmalıdır.
Eğer şifa nesnenizi ciddiye alırsanız o da yüksek bir ruh olur, sizinle konuşur ve titreşimini açar.
2. Kısım: Gevşeme ve Meditasyon
Sık sık bedensel gevşeme teknikleri ve meditasyon uyguluyorsanız bu sizin ruhsal boyutla iletişim kurmanızı hızlandırır. Eğer pek sık meditasyon yapmıyorsanız rahat bir koltuğa geçerek oturup gözlerinizi kapatın, sakin nefesler eşliğinde gevşeyip sabırla elinizdeki kristal ile iletişim kanalının açılmasını bekleyin.
3. Kısım : Kristale Soru Sormak
Spiritüel Dünya’da soru sormak oldukça önemlidir.
Ruhlar aleminde melekler dahi soru sormadan cevap vermez ve talep etmeden sürecinize dahil olmazlar. İnsan hür yaratılmıştır ve bu sebeple şifalanma isteği kişinin kendi niyeti ile şekillenir.
 
Kristal hangi çakrayı çalıştırıyor ?
Öyleyse bu aşamada ilk olarak kristalin hangi çakranızı titreştirdiğine bakın. Bunu zihinle değil bedensel hisleri takip ederek keşfedebiliriz. Örneğin yıldız taşını elime alıp meditasyon yaptığımda kalp çakramı gerçekten de pervane gibi çevirmişti. Sonra tüm kaynaklarda taşın neye iyi geldiğini araştırdım, her yerde kalbe iyi geldiği yazıyordu. Demekki hepimiz kollektif/ortak bilinçten besleniyoruz
? Kullandığımız eşyalar dahi bize ait bilgileri taşırken Kristaller milyonlarca yıllık akaşik kayıtları hafızasında tutar.
 
*Not : Piyasada satışa sunulan malakitlerin %90’ı sahte.
Güzel bir dokusu olduğu için yapışkan boyalarla seri üretime girmiş gibi görünüyor.
Sevgilerimle;
Demet Yıldırım

www.demetyildirim.com

@layaholistic

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir