Göz Terapisi :
Arpacık gibi göz iltihaplarının, görmek istemediğiniz şeyleri gördükten sonra oluştuğunu hiç farketmiş miydiniz ?
Yada hiç farkettiniz mi başkalarının hayatını yaşamak isteyen insanlar, şişmiş bir göz altı torbası ile dolaşırlar.
Böyle bir arkadaşım vardı, tüm gün başkalarının hayatına bakıp kendi hayatından nefret ederdi ve göz altı torbalarını da ameliyatla aldırmak isterdi. Ona bu durumun gerçek sebebini söylediğimde çok şaşırmıştı.
Geçenlerde bir kanser laborantı biomühendis bir danışanım ile seans yaptık.
Aslında seansın konusu panik ataktı ve gözleri ile ilgili bir sorun bildirmemişti.
Uzaktan kamera açtık ve alanını okumaya başladım.
Bu esnada yaşam hikayesini anlatmaya başlamıştı.
Fakat gözlerinin üzerinde adeta bir buğu vardı ve frekans olarak gözleri normal dışı düşük bir enerjide olduğu için birden ilgimi çekti. Gözlerinizde bir sorun var mı acaba diye sordum, çocukluktan ve korkulardan bahsetti ancak bana göre sebebi bu değildi.
Aklıma şu geldi, acaba laboratuar ortamında kanser vakalarını incelerken tüm gün formu bozulmuş hücrelere bakmak gözlerindeki frekansı düşürmüş olabilir miydi ? Gerçekten gözleri yaşı genç olmasına rağmen yaşlı ve kataraktlı gözleri çağrıştırıyordu. Ancak kendisi de bu durumun çok farkında değildi.
Peki yaşamın güzelliklerine bakmak, güneş ışınları, düzgün çiçek formları, doğadaki ahenkli moleküler dizilimler, yaşam çiçeği gibi geometrik formlar, pozitif semboller, güzel manzaralar ve güzel insanlara bakmak gözlerimizi gerçekten iyileştirebilir miydi ?
Çoğumuz gün içinde internetin de etkisi ile görmek istemediğimiz bir çok şeye şahit oluruz ve gözlerimizin içine bu olumsuz frekanslar bir şekilde yansır. Hayatın acılarına kolayca sırt çeviremeyiz belki ancak kendi frekansımızı da korumak bizim sorumluluğumuzdadır. İnsanların çoğu yaşamak istemediği hayatı yaşayıp, görmek istemediği insanları görerek bir hayat sürer. Bu şekilde bir hayatımız varsa bir terapi gibi hayatın güzelliklerine bakmayı ve yaşamımıza bunları davet etmeyi alışkanlık edinebiliriz.
Sürekli yaşadığımız evlerde, görmek istemediğimiz nesneler dahi gözlerimizi ve ruhumuzu yorabilir.
Kirli ortamlar, yorucu ambiyanslar, şahit olduğumuz kötü olaylar (sevdiğiniz kişiyi başkası ile görmek dahil) hepsi güzel gözlerinizdeki yaşam ışığını azaltır.
Bugün kendi ruhunuzu bu farkındalıkla beslemek için gözlerinizi görmek istediğiniz formlara ve parlak bir hayata odaklamaya ne dersiniz?
Gözler ile çalışmanız gereken duygular şu şekilde ;
-Kendinizden ve başkalarından rahatsız olmak
-Çevrenizde gördüklerinizi beğenmemek
-Engeller, sınırlar görmek
-Farklı görünmek istemek
-Hayata olumsuz bakmak
-Yaşlanmaya odaklanmak
-Başkalarının hayatlarını arzulamak
-Tek bir bakış açısı, dar görüş
-Geleceğe bakmaktan korkmak
-Durumları nasıl değiştireceğinizi görememek
-Takılıp kaldığınız geçmiş sorunları geleceğe yansıtmak
-İyi şeyleri görme güçlüğü
-Yaşamın çekişmeli olduğuna inanmak
-Bir yakınınızın acı çektiğini görmek
-İnsanlara ve hayata güvenmemek
Odaklanmanız gereken duygular :
Açıklık, güven, yumuşaklık, esneklik, huzur, güzellik, sabır, gevşeme, duruluk, şefkat, bağışlama
Kaçınmanız gereken duygular :
-Korku, gerginlik, kaygı, kıskançlık, hüsran
Gözlere iyi gelen renkler (6. çakra) :
Menekşe, leylak, mor, mavi, çivit mavisi
*Son olarak daha önce yazmıştım ancak, davranış terapisinde miyopinin (uzağı görememe) önümüzdeki detaylara aşırı odaklanmaktan, hipermetropinin ise (yakını görememe) detayları aşırı ihmal etmekten ileri geldiğini söyleyebiliriz. Astigmat ise gerçeklerle tartışmak anlamına geliyor.
*Hastalıklar değişmek için yardımcı uyarıcılardır…
Sevgilerimle,
Demet Yıldırım
Laya Holistic Terapi
demetyildirim.com
Seanslar : 05315104865
