Suni bir telaş, çoğu zaman, ruhsal olarak bastırılmaya çalışılan bir buhranı temsil eder. Kişi normalin üstünde yoğunsa ve bu yoğunluk aslında kuru bir kalabalıksa bunun spiritüel anlamı şudur ; kendimle baş başa kalmak bana acı veriyor. Buna dayanamıyorum. Asla yalnız kalmamalıyım…Çok aşırı yoğunum.
Hiç vaktim yok.
Çok borcum var
Çok işim var.
Zaman yetmiyor … gibi yüzeysel bir temponun iç yüzünü açıp baktığınızda acısını unutmaya çalışan bir ruh yada çözümlenmemiş bir gerçeklikten kaçan bir karakter görürsünüz.
Bu durumda korkuları bertaraf etmenin diğer bir yolu da onları bastırmaktır ve eğer kişi yeterince yoğun olursa dolaylı olarak korkusuna odaklanacak zaman bulamaz.
Sonuçta kişi kendisi ile bağlantı kuramayacak kadar yoğun olduğunda hayatta kalmak ve acıya dayanmak için suni bir çözüm üretmiş olur.
Örneğin ;
Bir kaç gün önce ultra yoğun bir arkadaşım beni ziyarete geldi ve “Çalıştığım koşullar dayanılacak gibi degil ancak çok borcum var ki bu işe katlanıyorum” diye dert yandı…
Ona, suni yoğunluğu bir şeylerden kaçmak için yarattığımızı ifade ettim ancak yoğunluktan beni anlamadı ve başka arkadaşların yanına, ordan da başkasının yanına giderek uzaklaştı.
Gerçekte olan şey ise eski eşinin onu en yakın arkadaşı ile aldatmasının verdiği acıydı … Buna dayanamıyordu ve tek çözüm yoğunluktan bu durumu unutmaktı … Bu gibi bir durumun içine düştüğümüzde acının ortasında yoğunluk yaratmadan önce yapmamız gereken şey kendimize bir kaç soru sormak ve gerçeklikle tanışmaktır :
-Bu durumu neden yarattım ?
-Bu durum ruhsal gelişimim için ne gibi öğretiler içeriyor ?
-Bu yaşadığım hangi ebeveynimin ve karmik aile döngümün bir parçası ?
-Yaşadığım duygu net olarak nedir ve bir benzer duyguyu ne zaman yaşamıştım ?
-Asıl korkum ne ?
-Kendimden neden kaçıyorum ?
Demetyildirim.com