Çocukken yaşadığımız duyguların etkileşimi yıllar sürebilir. Örneğin çocukluğunuzda takdir beklediğiniz başarılar sergilemiş olabilirsiniz ve ebeveynleriniz her defasında bunu görmezden gelip ödül ihtiyacınızı karşılamamış olabilir. Belki size “aferin, çok iyisin…” bile deselerdi duygularınız tatmin olabilirdi …
Yada eğer çocuk yetiştiriyorsanız ileride çocuklarınızın ödülsüz kalmaması için ödül mekanizmasını iyi çalıştırmayı unutmamanızı öneririm.
Duygusal beden çocukken yaşanan ve tekrar eden “ödül yok” durumunu hafızasına alır ve siz büyüdüğünüzde çok çalışmanıza ve sıradışı performans sergilemenize rağmen sonuçta elinize ödül kadar sevindirici bir meblağ geçmeyebilir.
Eğer çok çalışıp az kazanıyorsanız mutlaka çocukluk anılarınızla yeniden bağlantı kurmanızı öneririm.
Ne zaman yüksek performans sergileyip, ödül alamayan insanların hikayesini dinlesem, piyasaya damgalarını vursalar da, çocukluklarında ebeveynleri başarılarını takdir etmediği için bilinçaltlarının ödül yerine borç geliştirdiğini farkediyorum.
Bu kişiler çok çalışıp sürekli borç üretiyorlar….
Peki bu duygumuzu nasıl iyileştirebiliriz ?
Biraz daha derinleşmek için kendimize sorular sorabiliriz :
-İçinizde yarım kalan bir başarı var mı ?
-Hala tamamlayamadığınız, içinizde yarım kalmış bir ödül var mı ?
– Hayatınızda en çok kimden onay, takdir, şefkat veya anlayış beklediniz?
– Hangi başarılarınız görmezden gelindi ?
– Aldığınız en muhteşem ödül neydi ? Böyle anılarınız yeterince çok mu ? (Size verilen şey çok büyük bir armağan olmayabilir, önemli olan bilinçaltınızın o armağanı ödül olarak kaydetmesidir. Yani,
“Başarı = Ödül” kayıtları oluşturmamız gerekiyor. )
– Kim size her koşulda yetersiz olduğunuz duygusunu işledi ?
– Başarıyı yalnızlıkla ilişkilendirdiniz mi ?
– Insanların siz başarılı olduğunuzda size karşı davranışlarının değiştiğini gözlemlediniz mi ?
– Çocukken sizi çok eleştiren ve her hareketinizi yanlış bulan kimdi ?
– Ödülü haketmek için sizde neyin eksik olduğuna inandırıldınız ?
Duygularınıza odaklanıp anılarınız ile bağlantı kurduysanız aslında duygusal iyileşmenin tam ortasındasınız.
İlkel duygunuzu bulup serbest bırakıp yeni bir bilinçle yeni bir duygu yaratabilirsiniz.
Özellikle ebeveyn yada öğretmenleriniz sizin başarınız yerine başkalarını daha çok farkettiyse, aslında büyüdüğünüzde de sonuç değişmez.
Başarı dolu performansı siz sergilerken ödülü de başkaları kapabilir.
Kurumsal hayatta bu şekilde isyan eden bir çok insan tanıyorum.
Mesela bir kişi şu şekilde isyan etmişti;
“Anlamıyorum, tüm ayak işlerini ben yapıyorum ve işin tamamını gerçekte ben hallediyorum, o gidip fiyakalı giyinip şirketlere sunum yapıp beyaz yakalı oluyor. Ben ikinci sınıf oluyorum. Buna katlanamıyorum !”
Bu kişi bir kadındı ve beyaz yakalı olarak gördüğü kişi ise bir erkekti.
Çocukluğunda abisi erkek olduğu için göklere çıkarılmıştı, 40’lı yaşlara gelmesi ise sonucu degiştirmemişti.
Bu vaka için çözüm cümlesi : Ebeveynlerim çocukluğumda ne yaparsam yapayım benim yerime eril karakterleri sadece erk güce sahip olduğu için yüceltmiş ve beni yokmuşum gibi silik hissettirmiş olabilirler. Artık bu duygumun farkındayım ve bu duygumu iyileştirmenin sorumluluğunu alabilirim. Artık farkedilmenin tek koşulunun erk güce sahip olmak olmadığını biliyorum. Tüm yaşam enerjimi eril güçlerle rekabet için tüketmek yerine kendimi daha iyi ve tabii hissettiğim feminen bir figürde ilerleyebilir ve bu şekilde yeniden görünür olabilirim. “
İnsan bu ve bunun gibi duygularını iyileştirebilir.
Yeter ki kendi yaralarına ilgi ve sevgi göstersin .
Sevgilerimle,
Demet Yıldırım
Özel Seanslar : 05315104865
demetyildirim.com
@layaholistic